PRENSES, sayfa 3 |
Kaplumbağa tavırları Su kaplumbağası tavırları: Kaplumbağam beni seviyor mu? Kaplumbağa suda neden çırpınır? Kaplumbağanın hoşlandıkları, kaplumbağanın korkuları
Bu sayfanın internette yayımlanma tarihi: 26.10.2009 |
Bacaklarını germesi *): Dörtlüleri (bacaklarını) gererek kuru yerde duran kaplumbağa güneşlenmekte ve vücudunun üst alanını genişleten gerdiği uzuvlarının üzerinden güneş ve ısıdan daha fazla yararlanmakta. Çok rahat olduğuna işaret eder.
Bacaklarını germesi: Karada boynunu uzatıp dört ayağını da öne arkaya gererek durması, rahatça güneşleniyor demektir (bakınız sayfa 2 de ortadaki resim). Suyun içinde arka bacaklarını gererken ön ayaklarını kafalarının yanında tutması da rahat olduğunu gösterir. Arka ayaklarını arkaya doğru gerip ön ayakları ile kafasını bağasının içine çekmesi: Arada bir böyle rahatça şekerleme yapar, rahatsız etmeyin!
Çiftleşme tavrı *): Ön ayaklarını kafasının yanında öne doğru tutarak ayakuçlarını yelpazeler gibi hareket ettirmesi, erkek kaplumbağanın çiftleşmeye yönelik bir tavrıdır. Bir erkek kaplumbağa ile birlikte kalan dişi kaplumbağa da kimi kez böylesi, fakat sahte tavır alabilir (ayrı tutulmaları, zira birlikte bulunmaları sıkça stres yaratır ve birbirlerini ısırmalarına yol açar, “Gurupları barındırma” sayfasına bakınız).
Çiftleşme tavrı, kur, ayakuçlarını titretmesi: Erkek kaplumbağanın dişisinin arka kısmını koklaması ve ön ayakları ile kuyruğunu çıkartmak istemesi (çiftleşmek istemeyen dişi kuyruğunu bağasının içine çekiyor) onunla çiftleşmek istiyor demektir. Bir kaplumbağanın ön ayaklarını kafasının yanında öne doğru tutarak ayakuçlarını yelpazeler gibi hareket ettirmesi (titretmesi), diğerine kur yapıyor, onunla oynaşıyor veya çiftleşmek istiyor anlamında (bakınız; sol kenarda en üstteki resim), kimi kez bunu karşılıklı yaparlar. Aynı hareketi dişi kaplumbağa erkek kaplumbağaya da yapar, fakat bu her zaman dişinin erkeğe kur yapıyor, onunla oynaşıyor, çiftleşmek istiyor anlamına gelmez; kimi kez erkek kaplumbağayı ısırmak için aldatıcı bir yaklaşım tavrı. Prenses böylesi kimi tavırlarla Prens’i birkaç kez ısırdı veya ısırmaya çalıştı, fakat Prens Prenses’in bu tavrını artık tanıyor; kendisi halen Prenses’e kur yapıyor, Prenses de böylesi bir kur ile karşılık verdiğinde ısırılacağını anlayan Prens hemen kaçıyor.
Aynı hareket (ayakuçlarını titretmeleri) yavru kaplumbağalar arasında da görüldüğü gibi bir kaplumbağa elinizle uzattığınız en sevdiği yiyeceğe karşı da bunu yapar. Kimi kez 3-4 yavru kaplumbağa halka oluşturarak (erkek-dişi fark etmez) birbirlerine, ayrıca yavru kaplumbağalar yetişkinlere bu tarz harekette bulunur (fakat burada dikkat edilmeli, o an yetişkin yavruyu ısırabilir). Yani açıkçası; böylesi hareketlerle sevgilerini belirtmekteler. Ben de kaplumbağalarıma kimi kez böyle yaklaşırım.
Boyundan/Boğazdan ısırma *): Erkek Amboina su kaplumbağalarında agresif bir çiftleşme tavrı, diğer tüm su kaplumbağalarında ise ısırganlık anlamında. Her iki durumda da derhal müdahale edilmeli (kaplumbağaları sürekli olarak ayrı tutmalı, ayrı yerlerde barındırmalı).
Kendi bacağını ısırması *): Vitamin eksikliğinden dolayı deri değiştirme güçlüğü (bunun için “Hastalıklar-Vitamin eksikliği” alt sayfalarına bakınız).
Isırmalar *): Küçük akvaryum ve teraryumlardaki/su kaplarındaki kaplumbağalarda ve çiftlerde birbirlerini ısırmalar olur. Burada hemen müdahale edilmeli, kaplumbağalar sürekli olarak ayrı yerlerde barındırılmalı. Hasta olanlar genelde ısırgandır veya ısırılır (bunun için “Hastalıklar” sayfasına bakınız).
Çiftleşme sonrası ısırmalar: Erkek ve dişi kaplumbağanın çiftleşmesinin ardından erkek kaplumbağa su içinde hızlıca zevk turları atar, bunu dişi kaplumbağanın erkeği ısırmak için kovalaması takip eder. Bu durumda erkek kaplumbağa sudan uzaklaştırılmalı (bknz; video 4).
Parmağınızı uzattığınızda ısıracakmış gibi yapması: Karnı aç, sizin kendisine elinizle yem vereceğinizi sanıyor (bilhassa küçük kaplumbağalar).
Not: Kaplumbağanın birinin diğerini ısırırken bırakmadığı durumunda onları suyun içinde ayırmaya çalışmayınız. Her ikisini birlikte aynı anda sudan çıkartınız; haliyle bırakır. Son zamanlar çoğu kimseler kaplumbağaya el ile yem verirken ısırıldığından şikayetçi: El ile yem verirken yemi parmakların etli kısmının arasında değil, tırnakların arasında tutarak uzatınız. Kesinlikle cımbız, çatal gibi şeylerle yem uzatılmamalı!
Göz teması *): Su kaplumbağaları sahipleriyle göz temasında bulunur, şayet ondan bir isteği varsa. Aşağıdan yukarıya doğru süzerek veya bilhassa soru sorar gibi bakması hasta olduğunu gösterir; en sık rastlanan su kaplumbağası hastalığı akciğer iltihaplanmasıdır (bunun için “Hastalıklar-Akciğer iltihaplanması” alt sayfasına bakınız).
Kendi ekseninde dönmesi *): Ya diğer bir kaplumbağa tarafından arkasından veya bacağından ısırıldı (bunu anlamak için uzun süre dikkatle izleyiniz) veya proteinsizlikten dolayı vitamin B eksikliği, bu da demektir ki balık ile beslenmiyor. Burada sadece Vitamin B-Komplex iğnesi ile birlikte balıkla beslenmesi yardımcı olur.
Not: Kaynak web sitesinde tatlı su kaplumbağası için her gün tatlı su balığının, örneğin; alabalık, tatlı su levreği gibi, çiğ olarak, tuzlu su balıklarının ise ölçülü olarak verilmesi (örneğin; haftada en fazla bir defa) tavsiye edilmekte; “zira tuzlu su balıkları tuz ihtiva ettikleri gibi, bilhassa kırmızı yanaklı tatlı su kaplumbağaları için doğal bir besin değildir”, denilmekte.
Sırt üstü dönmesi (ters dönmesi) / Kramp *): Vitamin B eksikliği. Bu durumda veteriner hekim tarafından derhal Vitamin B-Komplex iğnesi yapılmalı ve taze balık ile (tatlı su balığı) beslenmeli. (Kramp belirtisi; suyun üzerinde ters yüzmesi, sırt üstü dönüp kendi kendine düzelememesi).
Çıkardığı ses tonları *): Su kaplumbağaları hafif şekilde ıslık sesleri çıkartır, büyüdükçe daha da belirgin olur. Böylelikle sahibinin dikkatini kendi üzerine çekmek istediğinin sinyalini veriyor. Şayet kaplumbağada akciğer iltihabı varsa bu ses boğuk ve kaba çıkar, aksi takdirde çıkardığı normal ses küçük/yavru bir kuşun ötmesi gibidir.
Kaplumbağa sesleri: Büyük kaplumbağa evde gezinirken korktuğunda bağırarak (derinden bir “mooo” benzeri ses çıkartarak) kaçar. Bu durumda yanına gidip kucağınıza alarak okşamanız onu sakinleştirir. Diğer ses tonları için (mırıldanma ve cik cik sesleri); bakınız video 9 yanındaki yazılar. Ben bugüne kadar sadece Prenses’in sudan kafasını kaldırarak mırıldanma ve evde gezinirken korktuğunda “mooo” benzeri seslerine şahit oldum, Prens ise suda iken (tamamen suyun içindeyken veya kafasını sudan çıkartarak) benden bir isteği olduğunda cik cik diye öter.
Su yüzeyinde çırpınması ve huysuzca yüzmesi *): Şayet kaplumbağa huysuz bir şekilde akvaryum camı boyunca bir o yana bir bu yana kürek çekiyorsa ve bu arada akvaryumdan/sudan çıkmak istiyormuş gibi çırpınıyorsa, ya birbirleri arasında stres vardır, ya akvaryumu/su kabı küçüktür veya hastadır (“Hastalıklar” sayfasına bakınız) ya da daha fazla yem istiyor.
Suda çırpınması, huysuzca yüzmesi, akvaryum camına tırmanma tavrı: Kaplumbağanız dişi ve yumurtlayacak, akvaryumdan çıkarak yumurtlayacağı yeri aramak istiyor (bakınız sayfa 2 yumurtlama semptomu). Şayet kaplumbağa erkek ise ve dişi kaplumbağa da ayrı bir yerde bulunuyorsa, ona gitmek istiyor (bu durumda çoğu kez “cik cik” diye de öter). Siz akvaryumun kenarında iken bir o yana bir bu yana gider gibi yaptığınızda sizin hareketlerinize göre o da sizinle birlikte aynı istikamette bir o yana bir bu yana hızla yüzüyorsa; karnı aç (yavru ve yetişkin kaplumbağalar) veya akvaryumdan çıkmak istiyor (yetişkin kaplumbağalar).
Suda yan yüzmesi, sağa veya sola eğik, yatık yüzmesi *): Orta veya ileri derecede akciğer iltihaplanması.
Yemini/yiyeceğini reddetmesi (şayet kış uykusunda değil ise): Suyu soğuk (su sıcaklığı 26-30° C arası, yetişkinlerde en azından 25° C olmalı) veya verdiğiniz yem/yiyecek bayat (son kullanım tarihine bakınız). Kaplumbağalar değişiklik istedikleri gibi, küçük parçalar halinde yağsız ve damarsız çiğ dana eti veya kıyması veriyorsanız ve bunu da orijinal ambalajında değil de sokakta pazarda açıkta aldıysanız, verdiğiniz aslında dana eti olmayabilir. Diğer nedenleri: Kaplumbağanız dişi ve yumurtaları var (veteriner hekimin bana söylediğine göre; yumurtalar ona tokluk hissi veriyor, ayrıca sayfa 2 de yumurtlama sendromlarına bakınız) veya kaplumbağanız hasta, veteriner hekiminize başvurunuz.
Gözlerini ovalaması *): Vitamin A eksikliği (“Hastalıklar-Vitamin eksikliği” alt sayfasına bakınız) veya yeterli miktarda su değişimi yapılmadığından suyun kalitesi kötü, filtre kapasitesi düşük, suyun dibi çakıl serili (bakınız “Akvaryum zemini” sayfası).
Zemini eşelemesi *): Dişi ayakları ile zemini eşeliyorsa, kazmak istiyorsa, yumurtlayacağı anlamına geliyor. Çakılı eşeliyorsa biraz canı sıkılmış veya yem arıyor. (Dikkat: Akvaryum zeminine çakıl serilmesi tavsiye edilmez; zira burada suyun kalitesini oldukça kötüleştiren yemek atıkları depolanır).
Zemini koklaması, ön ve arka ayaklarıyla tırmalaması, eşelemesi: (Bakınız sayfa 2 yumurtlama semptomu).
Boynunu kıvırarak hareket ettirmesi *): Erkek Amboina su kaplumbağasının çiftleşme isteği tavrı. Ardından boyundan/boğazdan ısırma gelir. Böyle bir tavırda erkek ve dişi kaplumbağalar derhal ayrı tutulmalı.
Taş yemesi *): Su kaplumbağalarının çakıl veya küçük taş parçacıklarını yemesi D3 vitamini eksikliğini gösterir (burada tekrardan dikkate çekilir; çakıl ve taş kırıntıları akvaryumun su kalitesini büyük ölçüde azaltır/kötüleştirir ve bunları yutması bağırsak tıkanıklığına, dolayısıyla ölümüne neden olur, bu nedenle çakıl ve taş kırıntılarını sudan daima uzak tutunuz). Taş kırıntısı veya çakıl beyazımsı bir renkte ise, tıpkı vitamin eksikliğinde ihtiyaçları olan vitamin-kalk karışımı formundaki kalsiyum gibi, bu durumda vitamin iğneleri yapılmalı (tedavisi için “Hastalıklar-Vitamin eksikliği” alt sayfasına bakınız). Not: Burada bilhassa beyaz renkli çakılların sakıncalarına dikkat çekiliyor.
Sırtını/bağasını taşlara, sert yerlere sürtmesi: Daha da büyümek için bağasını sürtüyor, bundan çok zevk alıyorlar, -kim sırtını kaşıtmaktan zevk almaz ki!- Sağlıklı yavru kaplumbağalar (1,5-2. aydan itibaren) sıkça, yetişkin kaplumbağalar ayda en az bir defa, hatta haftada birkaç kez yaparlar ve yetişkinlerde saatlerce sürebilir (bakınız video 11 ve video 26). Akvaryumda sürtünmeleri için bir yer hazırlandığında (ki mutlaka hazırlanmalı), böylesi yerlerin sivri ve keskin kenarlı olmamasına ve stabil, sabit olmasına (devrilerek kaplumbağanın altında kalmaması ve akvaryumun camını kırmaması için) dikkat edilmeli. Sürtünmesi için akvaryuma suda çözülen ve suyun değerlerini olumsuz etkileyebilecek, bilhassa mermer gibi kireç ihtiva eden taşlar, çimentolu, alçı katkılı maddeler/mineraller, ağır metaller içeren taşlar, ağır metaller içeren plastikler kati suretle alınmamalı. Tavsiye edilen taşlar; arduaz (kayağan taşı, kayrak taşı olarak da bilinir), granit (cilasız), bazalt, volkanik taşlar/tüfler (lav taşı), doğal nehir taşları (taşlar akvaryuma yerleştirilmeden önce su ile iyice yıkanıp ardından suda bir müddet kaynatılmalı), plastiklerden “CE” işareti olanlar. Ayrıca akvaryum dışında gezinmesi esnasında arada bir karın kısmını da orta sert yerlere sürtmesi onu rahatlatır.
Bağasının pullarının dökülmesi *): Bu bir hastalık değildir, kaplumbağanın büyümekte olduğunu gösterir. RESİMDEKİ gibi ayrışmaya/kalkmaya başlayan pullar görüldüğünde, bu pullar tırnak takılarak çıkartılmalı. Aksi taktirde kısmen kalkmış pulun altında kalan su bozulmaya yüz tutar ve mantar oluşumuna yol açar.
Bağasının pullarının dökülmesi: Kaplumbağanız büyüyor, kabuk değiştiriyor/yeniliyor.
Not: Pullar kendiliğinden dökülebileceği gibi, ayrışmaya başlayan pulları sadece kolayca çıkıyorsa parmağınız ile, tırnağınızı takarak çıkartınız, aksi taktirde çıkarmaya uğraşmayınız!!! Mantar oluşumuna yol açan pulun altındaki su birikimi, sırtında ortaya çıkan beyazımsı lekelerle kendini belli eder.
Oturduğunuz yerde etrafınızda veya önünüzde daire çizerek dolaşması (yetişkin kaplumbağalar): Size alışıyor, bilhassa kimi kez ayaklarınızın üzerine basarak geçiyorsa. Görmezlikten gelindiğinde kendini fark ettirmesi için defalarca bu hareketi yapar. Dikkat: Evde gezindiğinde ev içinde hava akımı olmamasına önemle dikkat edilmeli (sizin fark edemediğiniz kapı altlarındaki hava akımlarını da bilhassa dikkate alınız; zira onlar o hizada gezinir). Aksi takdirde hemen hastalanırlar; bu da akciğer iltihaplanmasına, dolayısıyla ölümüne kadar götürür.
Evde gezinirken paçalarınıza tırmanması (yetişkin kaplumbağalar): Akvaryuma girmek istiyor, kucağınıza almanızı ve genelde kendisini akvaryuma bırakmanızı istiyor.
Dolaba tırmanması (yetişkin kaplumbağalar): Şayet akvaryumunuz bir dolabın üzerinde ise ve kaplumbağa dışarıda iken o dolaba veya yakınındaki bir yere çıkmak istercesine tırmanıyorsa, akvaryuma girmek istiyor.
Gezinirken ön ayağı ile ayağınıza basarak durması (yetişkin kaplumbağalar): Sizden memnun, sizi seviyor. Sizden bir isteği de olabilir.
Not: Küçük, yavru kaplumbağaların ev içinde gezdirilmesi genelde hastalanmalarına, kaybolmalarına neden olabilir ve kuytu bir yerde saklanmış olan yavruyu ölene kadar bulamayabilirsiniz. Elinizi akvaryuma sokmadan önce ve çıkardıktan sonra, kaplumbağayı elinize almadan önce ve bıraktıktan sonra ellerinizi yıkamanızı tesviye ederim (bilhassa parfümlü, kremli, yağlı, tozlu, kirli ve nikotinli ellerin akvaryum suyu ile teması kaplumbağalara zarar verebilir; zira onlar o sudan içiyor).
İnaktif (hareketsiz, durgun): Bunun için “Hastalıklar” menüsündeki “Durgunluk, iştahsızlık” sayfasına bakınız.
Kaplumbağam öldü mü? Kaplumbağanın ölmüş olduğu genelde zor anlaşılır. Ancak veteriner hekimler, örneğin; ultrason yardımıyla belirleyebilir. Ayrıca kaplumbağanızın kabuğu yumuşamış ve kokmaya da başlamışsa öldü demektir (kuru yerde gözlemlenmeli). Kimi kaplumbağaların zor durumda iken kış uykusu gibi uykuya daldıklarını, bir zaman sonra (birkaç gün, hafta, hatta ay) tekrar uyandıklarını kendim bizzat işittim. Kimileri hareketsiz kalan bir kaplumbağanın burnuna ayna tutup nefes almadığını ve böylelikle öldüğünü sanarak canlı canlı gömmüş olabilirler; fakat onlar kış uykusu gibi derin bir uykuya daldıklarında artık ağzı burnu ile değil derisi ile teneffüs eder ve kalbi dakikada 1-2 kez atar (ayrıca bknz; Prenses sayfa 6 “Kış uykusu” başlığı ve Prenses sayfa 9 “Kaplumbağa Mucizesi”). |
Prenses ve Prens (06.06.2009) |
Prenses ve Prens balkonda (12.08.2009) |
Kaplumbağanın hoşlandıkları Su kaplumbağasının hoşlandıkları:
Okşanmak: Parmağınız ile gıdıklarının (çene altının, boğaz kısmının) hafifçe okşanmasından hoşlanırlar, bu arada daha iyi okşanmak için boynunu kimi kez uzatır ve çeker. Ayrıca elinizde veya kucağınızda iken sırtlarının avuç içi ile hafifçe sıvazlanmasından/okşanmasından, bazıları sırt ve karın bağasının kaşınmasından (örneğin; Prens, karnı daha hafifçe) hoşlandığı gibi avuçlarınızın arasında tuttuğunuzda, avucunuzun sıcaklığı onun size karşı olan güvenini artırır; tıpkı taze balığı yemesi için elinizle verdiğinizde size olan güvenini artıracağı gibi.
Fırçalanmak / Su masajı: Orta sert temiz bir dış fırçası ile sırt hizasını biraz aşan suyun içinde bağasının (bilhassa sırtı olmak üzere arada bir hafifçe karın ve kenar kısımları) fırçalanması onları zevkten çıldırtıyor. Bence bağası henüz sertleşme safhasında olan yavru kaplumbağalarda yapılmamalı! Sadece yetişkin ve bağası sertleşmiş küçük kaplumbağalarda yapılmalı (veteriner hekime danışınız ve bknz; üstteki başlık altında “sırtını/bağasını sürtmesi”). Dikkat: Fırça derilerine gelirse zarar verebilir. Sağlıklı yavru kaplumbağalar (genelde 2 aylık ve üzeri) ve yetişkinler su masajından hoşlanırlar.
Müzik: Başkalarının kaplumbağasını bilemem ama benim Prensesim bilhassa piyano müziğini seviyor, kafasını sudan çıkartıp müzik bitene kadar dinliyor. Not: Müzik sesinin fazla açılması kaplumbağayı ürkütür, korkutur.
Televizyon/Ayna/Çevre: Kimi kez televizyonun önünde durup bir süre seyrederler. TV ekranındaki ani resim ve ses değişikliği onları korkutup kaçırtabilir (benim küçük Prensimin başına geldi, korkusundan hızla kaçarak saklanacak yer aradı). Ayrıca aynada kendilerini (bilhassa Prens, zemine kadar uzanan duvar aynasının karşısına geçip bazen kendi kendine kur yapıyor, aynadaki görüntüsünü ısırmaya çalışıyor), pencereden ise etrafı seyretmekten hoşlanırlar (pencereden dediysem pencere kenarına konulmamalı, elinizde tutarak ve rüzgar ile hava akımına maruz bırakılmadan). Kaplumbağalarımın hepsi (yavru ve yetişkinler) geceleri balkonda avucumda veya omzumda gökyüzündeki yıldızları, Ay dedelerini bir müddet seyreder.
Hop hop hareketi: Benim kaplumbağalarım yerden “hoop” diyerek havaya doğru kaldırılıp yine “hoop” diyerek indirilmesinden de hoşlanırlar (birkaç kez arka arkaya, fakat gayet yavaşça, hızlı şekilde değil; tıpkı bebeklerde yapıldığı gibi) .
Kaplumbağanın korkuları Su kaplumbağasının korkuları:
Yabancılardan korkarlar. Ayrıca; ani ses değişikliği, yüksek ve kaba sesler, bağrışmalar, karşısına aniden birinin çıkması, ani hareketler onları korkutur. Böylesi durumlarda ona yanında/yakınında olduğunuzu hissettiriniz.
Benim bildiklerim, kendi kaplumbağalarımdaki gözlemlerim bu kadar. Kim bilir daha nelerden hoşlanıyor ve korkuyorlardır!
KAPLUMBAĞALARI SEVİNİZ, ONLARI KORUYUNUZ!
Prenses kocaman bir kız olduğu halde halen kucağıma çıkmak istiyor, balkonda kucaktayken kimi kez kollarıma sıkıca yapışarak, kimi kez omzuma çıkarak etrafı seyrediyor. Prens ise benimle kovalamaca oynamayı seviyor; ben geri geri kaçıyor, o beni kovalıyor, bana yetişip ön patisi ile ayağıma basması beni yakaladığı ve sobelediği anlamına geliyor… O da Prenses gibi kollarımdayken çok mutlu. Sularında iken “canlarım” diyerek yanlarına yaklaştığımda suda çırpınarak bana doğru geliyor, kendilerini kucağıma almamı istiyorlar. Akvaryum dışındayken ben evde gezindiğimde, bir odadan diğerine gittiğimde çoğu kez peşimden geliyorlar.
Kaplumbağaları ürkütecek hareketlerden, bağırıp çağırmaktan, onlara sert davranmaktan kaçınalım! Onlara ne kadar iyi bakar, ne kadar severseniz karşılığını ona göre alırsınız. Elinize ve kucağınıza almak istediğinizde her defasında yavaş ve sevgi dolu hareketler ile yapınız, yerlerine bırakınca yine öyle davranınız. Onlara sevgi göstermezseniz hayata küserler… Onlar için elinizden geldiği kadar kendi doğal ortamlarına uygun yerler hazırlayınız. Unutmayın ki onların doğal ortamlarına kapak atarak kendi yerlerinden kovan, otoyol, baraj gibi setler çekerek yaşam alanlarını parçalara ayıran, bölen biz insanlarız. |
Prenses ve Prens akvaryumda (17.11.2008) |
Prenses akvaryumda (17.11.2008) |
Kırmızı yanaklı tatlı su kaplumbağalarım (Trachemys scripta elegans) PRENSES ve PRENS’in SAYFASI |
Site içi arama: |
*) Kaynak: www.wasserschildkroete.de Tercüme: www.turgaybora.org
-Sadece (*) işaretli olanlar üstte kaynak olarak belirtilen “Alman Su Kaplumbağaları Derneği” web sitesinden tercüme edilmiştir. Diğerleri kendi gözlemlerim. |
Diğer sitelerimiz: kaplumbaga-pp.blogspot.com wasserschildkroete-pp.blogspot.com (Almanca) |